Aslan44 Malatya
Fethiye

Hz. Hüseyinin Hayatı

 

 

 

HZ. ALİ’NİN ŞEHADETİ
Hicret in 40. yılı Ramazan ayı gelmişti. Hz.Ali, Muâviye nin üzerine yürümek için hazırlık yapmakla meşguldü.

Taberi ve İbn ül-Esir, Hz.Ali nin şehâdet sebebini şöyle anlatır:

Mülcemoğlu, Haccâc ve Temim boyundan Amr;

Halkın kurtulması için, Hz.Ali nin, Muâviye nin ve Âsoğlu Amr ın ortadan kaldırılması gerekli olduğu kanâatine vardılar. Bu işi yapacak kişilerin üçüde Hâricîlerdendi.

Mülcemoğlu Hz.Ali yi, Haccâc Muâviye yi, Amr da Âsoğlu Amr ı, öldürmeye karar verdiler. Ramazan ayının 18. günü sabah namazında işlerini başaracaklardı.
İbn-i Mülcem Kûfe ye geldi, mezhepdaşlarıyla buluştu; fakat yapacağı işi kimseye açmadı. Mülcemoğlu bir gün, mezhepdaşlarından birinin evinde pek güzel bir kadın gördü, vuruldu adeta. Kadına evlenme teklifinde bulundu.

Kuttame adındaki kadın:

Benim mehrim pek ağır dedi. Üçbin dirhem vermedikçe bir köle ve halayık satın alıp bağışlamadıkça ve Ali yi öldürmedikçe sana varmam ben demişti.

Mülcemoğlu:

İlk iki şartı kabul ederim dedi; Fakat Ali yi öldürmek elimden gelmez benim.

Kadının; babası ve kardeşi, Nehrevan da öldürülen Hâricîlerdendi. İmkânı yok dedi. Ali öldürülmedikçe yüreğim soğumaz benim. Ben sana yardımcı bulurum. dedi. Mülcemoğluna, Şebib ve Verdan ı tanıştırdı; bunlar da Mülcemoğluna yardım edeceklerdi.

Mülcemoğlu, daha önce Hz.Ali ye bey at edilirken, bey at etmek istemiş, Hz.Ali onu iki kere reddetmişti. Hz.Ali, üçüncüsünde mübarek elleriyle başlarına ve sakallarına işaret buyurarak; Buradan akacak kanla şunu boyayacak kişiyle ne işim var benim demiş ve şu iki beyiti okumuşlardı:

Ölüm gelip çatınca kuşan kemerini sen; seninle buluşunca telâşa düşme, dayan.
Ölüm, mahallene kondu mu, acıklanma, sızlanma dayan.

Hz.Ali, zaten yaşamaktan bıkmıştı. Allah ım, sen beni bunlardan hayırlısıyla buluştur, bunlara da kötü birini musallat et diye duâ etmişti.

Hz.Ali, bir gece Hz.İmâm Hüseyin in, bir gece Cafer-i Tayyâr oğlunun evinde kalıyor, üç lokmadan fazla bir şey yemiyor; Allah ıma boş karınla temiz olarak kavuşmam daha sevimlidir bence diyordu.

Ramazan ayının 18. günü, Hz.Ali evden çıkarken Hz.İmâm Hasan ve Hz.İmâm Hüseyin e hediye olarak getirilmiş olan ördekler gagalarıyla eteğini tutmuşlardı.
Hz.Ali, onları kovalayanlara; Bırakın buyurmuştu; Onlar ağlayanlardır; seher çağında da kader, yerini bulur.

Hz.Ali; O gece Hz.Resûlullah ı rûyada gördüğünü de bildirmiş, şehâdete tam hazırlanmıştı.

Mescide giren Hz.Ali:

Namaz, namaz diye uyuyanları uyandırmağa başlamıştı ki; Şebib bir kılıç salladı; fakat kılıç mescidin kapısına geldi. Bunun üzerine önceden gelip mescide gizlenen Mülcemoğlu:

Yâ Ali! Hüküm ancak Allah ındır diye bağırarak Hz.Ali nin mübarek başlarına bir kılıç vurdu. Kılıç, Hendek savaşında Amr ın yaraladığı yere geldi; imâme yarılmış, kılıç mübarek başlarına gömülmüştü.

Yere düşmüştü Hz.Ali; Andolsun Kâ be nin Rabbine buyurmuştu. Kurtuldum dedi.

Suikastçılar kaçıyorlardı; kaçarken de bağırıyorlardı:

Emîr ül-mü minin şehit edildi!...

Şebib i birisi yakaladı, kılıcını elinden aldı; fakat o, atik davrandı, kurtulup evine sığındı. Sesi duyan halk birbirine karışmıştı. Şebib in amcasının oğlu, o gece Şebib de konuktu. Hâricî değildi bu zât. Şebib in telaşını görünce; Yoksa dedi, Mü minler emîrini sen mi öldürdün?

Şebib:

Hayır diyecekken Evet dedi; o da kılıcını çekip Şebib i öldürdü.

Mülcemoğlu nu da birisi yakaladı, sürüyerek mescide götürdü. Hz.İmâm Hasan ve Hz.İmâm Hüseyin ile yakınları mescide girdikleri zaman, Hz.Ali yi mihrabın önünde yerden toprak alıp; Ondan yarattık sizi, yine oraya iâde edeceğiz; ordan çıkaracağız bir kere daha sizi meâlindeki âyeti okuyup, yarasına basıyor buldular. (Tâhâ 55. âyet)

Hz.Ali yi yaralı halde eve götürdüler. Yaranın şiddetinden, evdekilerin kimi kendinden geçiyor, kimi kendine geliyordu. Hz.Ali bir aralık mübarek gözlerini açıp başucundakilere bakarak şöyle buyurdu:

En güzel, en yüce arkadaşa, en hayırlı konağa, en güzel huzûr ve istirahat yerine gidiyorum.

Sonra Mülcemoğlu nu, elleri bağlı olarak Hz.Ali nin yanına getirdiler.

Hz.Ali:

Ey Allah ın düşmanı dedi, Ben sana iyilik etmedim mi?

Mülcemoğlu:

Evet dedi, İyilik ettin.

Hz.Ali:

Peki dedi, Bu yaptığın ne?

Mülcemoğlu:

Kılıcımı kırk sabah biledim, Allah tan, onunla halkın en kötüsünü öldürmesini diledim. dedi.

Hz.Ali:

Sende onunla öldürüleceksin; halkın en kötüsü, görüyorsun ki sensin buyurdu ve yanındakilere dedi ki:

Bunu götürün, hapsedin, eziyet etmeyin, aç bırakmayın; siz ne yiyor, içiyorsanız buna da onu verin. Ben sağ kalırsam ne yapacağımı bilirim; ölürsem, o bana bir kılıç vurdu; siz de onu bir vuruşta öldürün; ama Allah ın sizi bağışlamasını da istemez misiniz?

Hak ka kavuştuğu gece Hz.Ali ye bir bardak süt sunmuşlardı. Yarısını içtikten sonra bardağı verdi; Bunu dedi; O esirinize götürün, onu sakın aç bırakmayın.

Sütü Mülcemoğlu na götürdüler; Zehirlidir diye içmedi. Bu olayda, adâletle-zulüm, îmanla-îmansızlık, yücelikle-alçaklık, fazîletle-hıyânet; bir bardak sütle tarihe, insanlık tarihine geçti.

Hz.Ali Emîr ül-mü minîn, Ramazan ayının 21. gecesine kadar yaşadılar. Hz.Ali bu fânî dünyadan göçmeden önce, oğlu Hz.İmâm Hasan ve Hz.İmâm Hüseyin i yanına çağırdı; onlara vasiyyetini yazdırdı ve imâmlık emanetlerini Hz.Hasan a teslim etti.

Hz.İmâm Ali, Hicret in 40. yılı (Milâdi 661) Ramazan ayının 21. gecesi, Hak ka vuslat etmiştir. Hz.Ali Hak ka kavuştuğunda 63 yaşında idi. Türbesi Necef şehri-IRAK tadır.

En doğrusunu Allah bilir.

 



SEVGİLİ YURTTAŞLARIM


GARİP MİRTO,


BİR HALK EDEBİYATI'dır


LÜTFEN SİZDE OKUYUN


SAYGILARIMLA

WWW.YUSUFASLANWEB.TR.GG

FETHİYE KÖYÜ

Bi arzu halcıya gidip yazdıram
Şu bizim ellerde ilçeyi köyü
Kuş edip goğnümü uçup gezdirem
Doyranı sarsabı dostalı köyü

Güzel hekimhandan battalıgazi
Arapgir pötürge gönlümün sazı
Somuncu babaya eder niyazı
Kuluncak biciri alvarı köyü

Hazin hazin söyler arguvan dili
Kırk köyün içinde karaca eli
Başı mağrurludur bükülmez beli
Salıcık mezirme sürmeni köyü

Akça dağı birde doğan şehiri
Ben nasıl unutam o küreciği
Adım adım gezdi bizim mahsuni
Çığlığı sürgüyü öreni köyü

Yazıhandır benim her iki gözüm
Balaban boyaca bereket özüm
Der YUSUF'um gayrı seni özledim
Yeşil malatyamın fethiye köyü




vay. vay vay.?
---------------
bizim memleket'te dost'lar,

bilende bir bilmeyende

ne hikmetse kirli işler

edende bir etmeyende.


ATAM

Kuşlar bile ardın sıra uçarken
Bizler niye böyle çor kaldık Atam
Hünkar Hacı Bektaş ışık saçarken
Bizler niye böyle gır kaldık Atam

Eğriyi doğruyu göremez olduk
Her kapıda ekmek bulamaz olduk
Dost ile düşmanı seçemez olduk
Bizler niye böyle kör kaldık Atam

Allahın yolundan ayrılmaz kulduk
Bu vatan uğruna her yerde öldük
Bir şehit lazımsa önce biz vardık
Bizler niye böyle sır kaldık Atam

Der yusuf'um Allah eyvallah dosta
Eyvallah ederim mürşide posta
Bütün şu alemde şer deste deste
Bizler işte böyle pir kaldık Atam


GÖRDÜM

Mah yüzüne durup baktıkca şahım
Beni ve alemi yüzünde gördüm
Ben ulema bilmem tek kıble gahım
Döne döne hakkı sevgide gördüm

Baharın kokusu belli topraktan
Cığa verip'de yeşermiş yapraktan
Gel beni azat et küllü günahtan
Hak yolunu senin deminde gördüm

Hele bakın şu dağların halına
Mevlam nede güzel koymuş yoluna
Suhufların ahkamına sırrına
Eren Muhammedle Alide gördüm

Lanet olsun kör şeytanın işine
Her baharda dolu yağdı başıma
Der yusuf'um göğnüm ile düşüme
Giren Hacı Bektaş Velide gördüm
---------------------
ASLAN'ım VAR.

İki büyük hak bıraktım
Elif Lam Mim Kur'an'ım var
İkiside hak itretim
Ehli Beyt imanım var

Mevlayı gördüm düşümde
Elif Lam Mim var başında
Ağla Ehli Beyt aşkına
Allah için kurbanım var

Cellat salmış yezit dinli
Ehli Beyte tüm hiddeti
Samirrayı yutar gibi
Benim haktan esadım var

Dinsize dini satmamış
Şeytana gönül katmamış
Dinden imandan çıkmamış
Yusuf gibi Aslanım var
YAYLALAR Ne durursun öyle çadir diregi Seni bekler senin yerin yaylalar At üstünde gider agasi beyi Obalari çeken neyin yaylalar Yesillenir baharda çiçekler açar Yükünü denk eden yaylaya göçer Sende konan göçen suyunu içer Canlara can katar suyun yaylalar Dügünlerde vurulur çifte davullar Neseye bürünür daglar ovalar Yamaç yamaç kuruludur obalar Yillar yili böyle huyun yaylalar Ata binmis cirit atar yigitler Kas kas olup bakar kizlar gelinler Bir baska oluyor su bizim eller Yusufa da haber salin yaylalar Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?